You are here
Çamur At İzi Kalsın, Çalıştır İşten At Hakkı Kalsın!
Kocaeli’den petrokimya işçisi bir kadın
Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an önce işten atmanın peşinde. Emeklilik için başvurmayanları da ikna edip başvurmaya teşvik ediyor. Ama emekli maaşıyla geçinemeyeceğini bilen ve emekliliğe başvurmak istemeyen, sağlığı elverdiği sürece çalışmak isteyen abilerimiz ve ablalarımız da var. İşte bu işçi büyüklerimize işveren çeşitli ayak oyunları çeviriyor ve ne yazık ki örgütsüz olduğu için buna alet olan işçi arkadaşlarımız var. Patronun ucuz vaatlerine kanıp iş arkadaşlarının aleyhine yalancı şahitlik yaparak onları emekli olmaya zorluyorlar. Bir arkadaşımız emekliliğini vermeyip maddi durumunu yoluna koyana kadar çalışacağını söyleyince iftiraya uğradı ve defalarca idari ofise çağrıldı. “Bak hakkında söylenenler var; sen üretimde, dinlenme alanlarında bir şeyler söylüyormuşsun. Ya seni şimdi çıkarırız ya da emekliliğini ver, biz de senin tüm haklarını verip öyle gönderelim, her işyeri böyle yapmaz” denilerek işten çıkmaya zorlandı. Arkadaşımız da “beni çıkarıyorsanız çıkarın ama neden emekliliğimi vermemi istiyorsunuz ki. Benim tazminatımı verirsiniz, ben yine giderim” demiş. Patron arkadaşımızın sorgulayan cevabından hoşnut kalmayıp disiplin kurulunu topladı ve ikna ettiği birkaç kişiye yalancı şahitlik yaptırdı.
Patron kafaya koymuş, fabrikaya yeni işçi alıp düşük ücret verecek, böylece daha fazla kâr elde edecek. Bunun için zorbalık, psikolojik baskı ve hukuksuzluk yapıyor. Patronların farklı gerekçelerle de olsa aynı yollara başvurduklarını gösteren sayısız örnek var. Sendikalaşan işçileri cezalandırmak için ya da uzun yıllardır çalışan işçilere tazminat ödememek için iftiralar atarak yüz kızartıcı suç işlediği gerekçesiyle İş Kanunu’nun 25/2’nci maddesinden işçiyi işten atıyorlar. Bir başka örnekte ise hizmet işçisi olarak çalışan bir işçi ablamız, ofisi temizlerken çöp kovasında gördüğü boş çikolata kutusunu değerlendirmek üzere aldığı için hırsızlık suçlamasıyla işten atılmıştı. Neyse ki bu ablamızın açtığı davada suçsuz olduğu kararı çıkmış, hakları verilmişti.
Patronlar biz işçilerin hakkını sayısız kez gasp ettiler, iftira attılar. Ama yaptıkları çoğunlukla yanlarına kâr kaldı. Örgütsüz işçi kardeşlerimizin çoğu “kim uğraşacak şimdi patronla” diyerek tazminat hakkını bırakıp gidiyor. Kimini çevremden duydum, kimine ise yakından şahit oldum. Daha önce çalıştığım bir işyerinde, 9 yıl boyunca sigortasının ödenmediğini hastaneye gittiğinde öğrenen ve hakkını isteyen işçi ablamıza patron şiddet uygulama hadsizliği bile göstermişti. Üstelik dava edilen patron, ablamızın yalan söylediğini ve kendisine iftira attığını yüzü kızarmadan söyleyebilmişti! Ablamız ise yalan beyanda bulunmadığını ispatlamak için arkadaşlarıyla beraber kendini avukatsız savunmak zorunda kalmıştı.
İşte kardeşlerim; patronların gerçek yüzü budur. “Çamur at izi kalsın” misali arsızlık ederler. Karşılarında bilinçli ve örgütlü işçi yoksa “çalıştır işten at, hak hukuk bilmiyorsa hakkı da sende kalsın” fikriyle hareket ederler. Çünkü onlar emek hırsızıdır. Onların bu saldırıları karşısında pes etmeyelim, mücadele edelim ki onurlu bir duruşumuz ve yüzümüz olsun!