You are here
Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
Geçtiğimiz yıl seçim sürecinde siyasi iktidar ekonominin iyiye gideceğinin propagandasını yapıyordu. İktidar sözcüleri en kötüsünü geride bıraktığımızı söylüyorlardı. Seçimden bu yana bir yıldan fazla zaman geçti ve bu sürede verdikleri sözlerin de vaatlerin de içinin boş olduğu ortaya çıktı. İşçi sınıfını tam bir sefaletin beklediğini kısa sürede görmeye başladık. Neredeyse hemen her şeye her gün zam geliyor, gıda ve konut fiyatları uçmuş durumda, eğitim ve sağlık giderleri cep yakıyor. Siyasi iktidarın ve sermayenin yalanlarının kofluğunu, ayrıştırıcı siyasetlerinin kime hizmet ettiğini yaşayıp görüyoruz.
Biz işçiler hangi sermaye partisine oy verirsek verelim, sonuç olarak faturayı hep beraber ödüyoruz. Gece gündüz çalıştığımız halde üzerimize yeni bir elbise almaya korkarken ya da en ucuzunu alırken bizden oy isteyen siyasetçiler sefa içinde yaşıyorlar. Biz yaz mevsiminin ortasında olmamıza rağmen evimize meyve alamazken onlar tam bir savurganlık içinde yaşıyorlar. AKP’li iki bürokratın bir restoranda yedikleri yemeğin faturası 168 bin lira geliyor mesela. Üst düzey bir toplantıya katılan Emine Erdoğan’ın giydiği ceketin fiyatının 200 bin lira olduğu ortaya çıkıyor. Gittikleri her yere özel uçaklarla gidenler mi dersiniz, 3-4 yerden ballı maaş alanlar mı dersiniz… Bu insanlar her fırsatta biz işçilere, “şükredin, porsiyonları küçültün” demiyorlar mıydı? Sizce bunlar bizleri, işçi sınıfını temsil ediyor olabilirler mi? Ne demişti şair Hasan Hüseyin onlar için:
Dünyanın tepesinde bir avuç hışır
Karga kanat çırpsa uykuları karışır
Yağmalanmış emeklerden gelir soylulukları
Yağmalanmış özgürlüklerden
Dinleri imanları vurgun kelepir
Altun ışıltılı kumları kıyıların
Emeğin çiçekleri
Hep onlar için
Hep onlar için takvimlerin mutlu günleri
İçimizin karanlığı
Soframızın öksüzlüğü
Hiç gülmemesi yüzlerimizin
Hep onlar için
Ama elbet gün olur, devran döner. Bugün sessizliğe gömülen işçi sınıfı üzerindeki ölü toprağını atacaktır. İşte o zaman tüm talan, vurgun ve yağmanın hesabı sorulacaktır. Yeter ki işçi sınıfının mücadele saflarındaki yerimizi alalım, yeter ki geçmiş işçi kuşaklarının deneyimlerinden dersler çıkaralım ve bunu örgütlü bir mücadeleye dönüştürelim.
'