You are here
Umudunu Kaybetme!
Esenyurt’tan bir grup işçi
Bizler değişik işkollarında çalışan işçiler olarak bir araya geldik ve UİD-DER tarafından hazırlanan “İşçi Sınıfının Yönetmeni: Ken Loach” belgeselini izledik. Daha sonra da Ken Loach’ın son filmi olan “The Old Oak (Umudunu Kaybetme)” filmini izledik. Sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz.
UİD-DER’in hazırladığı kısa belgeselde gördük ki Ken Loach’un pek çok filminde işçi sınıfının gerçekleri çok yalın bir dille bizlere aktarılmış. Yönetmen son filmi olan Umudunu Kaybetme filminde de yine işçi sınıfının bir gerçeğini ele almış. Kısaca film İngiltere’de eski bir madenci kasabasına yerleşen bir grup Suriyeli mültecinin yaşadığı sorunları ve kasabada yeşeren sınıf dayanışması duygusunu anlatıyor. Bu kasaba yıllar önce madenlerin kapatılmasıyla işçilerin işsiz kaldığı, yoksullaştığı bir kasabadır. Filmi izlerken anlıyoruz ki dünyanın her yerinde yaşadığımız sorunlar aynı. Çektiğimiz bütün sıkıntıların faturası, egemenler tarafından yapay düşmanlıklar oluşturularak mülteci emekçilere kesilmek isteniyor.
Bu sorun bugün uluslararası düzeyde sınıfımızın en büyük sorunlarından biridir. Savaşlar ve yoksulluk nedeniyle dünyada göç krizi yaşanıyor ve dünyanın her yerinde egemenler bu sorun üzerinden sınıfımızı birbirine düşman etmek istiyor. Egemenlerin kurduğu tuzaklara düşenler olsa da ne mutlu ki dünya çapında örgütlenen çeşitli eylemlerle, bilinçli işçiler sınıf dayanışmasına hayat vererek yaratılmak istenen düşmanlaştırmayı boşa çıkarıyor.
Bizim için bu filmin bir anlamı da filmi göçmen bir işçi arkadaşımızla beraber izlememiz oldu. Arkadaşımız filmde yalın bir dille anlatılan gerçeklerin benzerlerini yaşadığını aktardı. Filmdeki bir sahne önemliydi. Filmin ana karakterlerinden biri arkadaşına, göçmenler gelmeden önce de büyük sorunları olduğunu anlatıyor ve sorunların kaynağının göçmenler olmadığını vurguluyordu. Üç yıldır UİD-DER’in çalışmalarına katılan arkadaşımız da bunun üzerine şöyle dedi: “Ben UİD-DER’de bugüne kadar ne kimliğimi gizleme ihtiyacı hissettim ne de burada kendimi yabancı hissettim.”
Dünyanın neresinde olursak olalım yaşadığımız sorunlar gün geçtikçe artıyor. Haliyle buna karşı öfkemiz de büyüyor. Fakat egemenler bizlerin karşısına yapay düşmanlar çıkararak bu öfkemizi yanlış yere yönlendirmek istiyorlar. Hâlbuki sorunlarımızın kaynağı sermaye ve onun düzeni olan kapitalist sistemdir. Egemenlerin bizleri bölmelerine izin vermeyip işçi sınıfı olarak dayanışmayı büyütmeliyiz. Öfkemizi kapitalist düzene aktarmak zorundayız. Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!