You are here
Türk-İş’ten Eş Zamanlı Eylemler
Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, reel ücretlerin düşmesi neticesinde yoksulluğun pençesindeki işçi ve emekçilerin öfkesi büyüyor. Sermaye sınıfı ve siyasi iktidar Orta Vadeli Programlarla işçi ve emekçilerin üzerindeki sömürüyü arttırıyor. Sendikalı işçilerin artan basıncı nedeniyle Türk-İş, Hak-İş ve DİSK çeşitli eylemlerle işçilerin taleplerini meydanlarda yükseltmeye başladı. Bu kapsamda Türk-İş, 20 Ağustosta il temsilcilikleri önünde basın açıklamaları yapmış ardından 26 Ağustosta Çerkezköy’de ve 3 Eylülde Zonguldak’ta “Zordayız, Geçinemiyoruz” mitingleri gerçekleştirmişti. Türk-İş son olarak 24 Eylül’de örgütlü olduğu işyerlerinde eş zamanlı eylemler yaptı.
Türk-İş üyesi işyerlerinde yapılan basın açıklamalarında şu görüşlere yer verildi: “Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam geliyor. Dün aldığımızı aynı fiyatla bugün alamaz olduk. Büyükşehirlerde ev kiraları ortalamada asgari ücretin üzerine çıktı. Okullar açıldı, eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hale geldi. Analar, babalar “çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz” diyor. Elektriğe ve doğalgaza geçtiğimiz aylarda yüzde 38 zam geldi. Önümüz kış… İşçisi, emeklisi kışı nasıl geçireceğiz diye kara kara düşünüyor. Kişi başına düşen gelir artıyor ama işçinin ve emeklinin geliri değil sefaleti artıyor. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozuldu. İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken işverenlerin payı her geçen gün artmaktadır. Buradan tekrar söylüyoruz: Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının asgari ücretten de düşük olduğu bir toplumda huzuru tesis etmek mümkün değildir. Sosyal barış olmaz… İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Enflasyonu düşürmek için fedakârlığı kazancını ve servetini arttıranlar yapmalıdır… Sendikalı işçi ile örgütsüz işçi, memur ile işçi, sigortalı işçi ile kayıtdışı çalışanı ve mülteciyi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. İşsizlerin iş beklentisiyle çalışanlara baskı kurulmak isteniyor.”