You are here
Önümüzdeki En Büyük Engel Sömürü Düzenidir
İzmir’den bir emekli
Sevgili işçi kardeşlerim. Geçtiğimiz günlerde bir kez daha Engelliler Gününde engellilerin yaşamının nasıl eziyete dönüştürüldüğüne tanık olduk. Engelliler sokağa çıkıp “engelsiz yaşam istiyoruz” diye haykırıyorlar. Engellilerin ortak talebi önlerine dikilen tüm engellerin kaldırılmasıdır. Bizim sınıfımızın engellilerinin önünde aşılması çok zor sayısız engel var… Peki, bizim engelsiz insanlarımız? Mesela yeşilin olmadığı, beton yığını mahallelerde, sağlıksız, temeli çürük, güneş görmeyen binalarda yaşamak zorunda bırakılan insanlar? Sağlıklı ve kaliteli besinlerle beslenemememiz, hastalandığımızda sağlık hizmetine erişemememiz, şifa bulamamamız bir engel değil mi? Bizim çocuklarımızın okullarda açlıktan bayılmaları bir engelden çok daha fazlasını anlatmıyor mu bize? Her gün en az 10 işçi kardeşimizin iş cinayetlerinde katledilmesi ve daha fazlasının sakat bırakılması sürekli kanayan bir yaramız değil mi? Sendikal hakları için mücadele eden işçilerden, Kazdağları’ndan Muğla Akbelen’e, Rize İkizdere ve Artvin köylülerine karşı vahşice saldırılar bizim önümüze dikilen engeller değil midir?
Sömürücü sermaye düzeni işçi sınıfından insanların, hatta tüm canlıların ve doğamızın önündeki engeldir. Açık ifadeyle hepimiz için yaşadığımız hayatı zindana çeviriyorlar, zehir ediyorlar. Ama sermaye düzeninin sahipleri önlerindeki her engeli aşmak için her imkâna sahipler. Engellilerinin, yaşlılarının, hastalarının ulaştığı imkânların hayalini bile kuramayız biz. Yasalar, mahkemeler, adalet onlara ayrı işler, bize ayrı. Onlar yoksa bile kendileri için yasa uydururlar. İşlerine gelmediğinde kendi koydukları yasaları takmazlar. Yasada yeri olmasa da mahkemeler onlara uydururlar yasaları. Polisi, jandarması, müftüsü onların emirlerini yerine getirir.
Bu durumda engelleri aşmak boynumuzun borcudur. Hiçbir engel bizim mücadele etmemize engel değildir. Her birimizin mutlaka bir yeteneği ve yapabileceğimiz işler vardır. Demem o ki büyük insanlığın evlatları olarak, engellisi, engelsizi, hastası, yaşlısı bir ve birlikte olmalı, onların karşısına dikilmeliyiz. Rıfat Ilgaz bir şiirinde, hiç mi bir şey yapılamıyor o zaman “Aç iki kolunu iki yanına/Korkuluk ol” diye mücadeleye çağırır bizi. Çarkı bozuk düzenlerini yıkmak için mücadelenin bir parçası olalım.