You are here
MKB Rondo Grevini Ziyaret Ettik
Tuzla’dan bir grup UİD-DER’li işçi
Bir grup UİD-DER’li işçi olarak Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesindeki MKB Rondo grevini ziyaret ettik. Duymayan işçi kardeşlerimize MKB Rondo grevini duyurmak, grev yerine dayanışmaya davet etmek için bu mektubu yazmak istedik.
Grevci işçiler bizi hazırladıkları ziyaretçi köşesine aldılar. Demledikleri çaydan ikram ettiler. Taleplerini dövizlere yazarak, dayanışma kutusu hazırlayarak, ziyaretçi defteri tutarak grev çadırını özenle hazırlamışlardı. Kendi aralarında işbölümü yaparak temizlik, çay, yemek, halay hatta belgesel çekimini kimin yapacağını tek tek belirlemişlerdi. Tıpkı olması gerektiği gibi. Grev yeri işçinin evi, okulu gibidir. Mücadelesini yürüttüğü yer olarak önemlidir. İşçi sınıfının örgütlenme yeteneğinin, disiplininin bu küçük örneğini görmek bizi mutlu etti. Çünkü biz de kendi işyerlerimizde greve, direnişe çıktığımız için bunun ne kadar önemli olduğunu çok iyi biliyoruz.
Hemen hemen bütün çalışanlar erkek işçilerden oluşuyor. Aralarında sadece 3 kadın işçi olduğunu “ama 3 kadın işçi 300 erkek işçiye bedel” diyerek anlattılar. Grev çaylarımızı içerken temsilci, bize neden greve çıktıklarını anlattı. Ortalama 10 yıllık kıdemi olan işçiler gece farkı dahil 20 bin lira civarında ücret alıyorlar. İkramiye almadıkları gibi hiçbir sosyal hakları da yok. 10 yıl boyunca bu şekilde fabrikada çalıştıklarını ve durumun bir türlü iyileşmediğini gördüklerinde Selüloz-İş Sendikasına üye olmaya, birlikte hareket etmeye karar verdiklerini söylüyorlar. Sendikalaşma haberi fabrikada yayılınca bütün işçiler umutlanmış ve destek olmuş. “Artık hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için olacağız” demişler. 10 yılın sonunda ilk kez sendikaya üye olmuş, ilk kez toplu iş sözleşmesi hazırlamış ve daha önemlisi ilk kez grev deneyimi yaşamaya başlamışlar.
Grev öncesinde işçiler fabrikada iki vardiya halinde çalışıyormuş. İş güvenliği ve işçi sağlığı önlemleri patronlar tarafından önemsenmiyormuş. Sohbetin bu noktasında kalp krizi geçirerek yakın zamanda vefat eden arkadaşlarını rahmetle anan işçiler, fabrika duvarına “Aslanlar Gibi Mücadeleye Devam” pankartı asarak Aslan abilerini yâd ediyorlar.
Grevci işçiler “4 kırmızıçizgimiz var” diyor ve tek tek açıklıyorlar: Disiplin kurulunun kabul edilmesi, mesailerin zorunlu tutulmaması, ücretlerin yüzde 80 oranında zamlanması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi. Sözün burasında bir işçi “şimdi halay vakti” diyerek herkesi halaya kaldırdı. “Bu bölgede işçilerin sesimizi duyması, moralimizi görmesi gerekiyor. Sanayide çok az sendikalı işçi var. Halaylarımızı, sloganlarımızı, sendika bayrağımızı gören diğer işçilerin de bizden cesaret almasını istiyoruz” dedi. Halay çektikçe ve “Yaşasın Sınıf Dayanışması” sloganını haykırdıkça gelen geçen servisler ve araçlar korna çalarak greve desteklerini gösterdiler.
Fabrikada ofis çalışanları da grevin kazanımla sonuçlanmasını istiyor. Düşük ücret alan ofis çalışanları, sendikalı olan işçi arkadaşlarıyla gurur duyuyorlar. O esnada greve desteğe gelen Selüloz-İş Çaycuma Şube Yöneticileri OYKA Kâğıt Grevinden bahsettiler. Grevde taraftar gruplarının kendilerine desteğe geldiğini ve yapılan paylaşımlarla bir anda grevin her yerde duyulduğunu anlattılar. Şube başkanı “Taraftar grubundan ne olur diye düşünmemek gerekiyor, en küçük imkânı dahi grev için değerlendirmek gerekir” diye hatırlattı. Kadın işçilerden birinin ablası da 1990 Zonguldak Madenci Yürüyüşünden bahsetti: “O genç yaşlarda madencileri kendi evimizde ağırlamanın gururunu yaşadım ve o günleri hiç unutmadım” dedi.
Bizler işçiyiz, işçi sınıfıyız. Birlikte olursak güçlü oluruz, haklarımız için mücadele edersek bunun gururunu, onurunu yaşarız. O halde gelin hepimiz birimiz için birimiz hepimiz için olalım, işçi dayanışmasını büyütelim.